Wednesday, October 23, 2013

Aushwitz (Arbeit Macht Frei)

YOK SAYDIĞIM BİR GÜN
 
2006 yılındaki bir ziyaretten kalma olan bu toplama kampı anısını atlamış olmak, hiçbir günlüğümde yer almamış olması çok ilginç. İlginç çünkü,  hiçbir zaman hayatı yüzeysel yaşayabilen biri olmadım. Hayatla ilgili, insanlıkla ilgili kafa yoran biriydim. Ne zaman Livaneli’nin_ Serenad adlı kitabını bitirdim, o zaman tekrar toplum ve dünya düzenleri ile ilgili kafa yormaya başladım. Kitabın içinde küçük bir yerde Aushwitz’ de geçen bir olaydan bahsediyordu. Birden irkildim. “Ben oraya gittim ya.” dedim içimden. Gitmiştim ama unutmak istemiştim. Hatta Litavanya’dan Polonya’ya yapmış olduğumuz 3 günlük bir kaçamak için ve Krakow gibi güzel bir şehri bırakıp 1 saat yol gidip, mezarlık ziyareti yapmayı hiç istememiştim. Bazen insan kendini üzüntülere kapatıyor.  Her zaman yaptığım gibi ekibin içinde çatlak ses olmamaya çalıştım ve kabul etmiştim bu geziyi. Sahi ne zamandan beri çatlak ses olmamaya çalışıyordum acaba. Bu ben miydim?
Kitapta özetle zulmün dil, din, ırk gözetmediğini. Erk sahiplerinin adil olmasını beklememek gerektiğini, hatta daha uç boyutta tüm devletlerin katil olduğunu anlatıyordu. Pascaldan bir alıntı vardı, çok basit gibi gözükse de, aslında değil, üzerine çok düşündüm, tekrar tekrar okudum ve halen okuyorum.
Şöyle Demiş Pascal;
Kötünün Zaferi
"Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet ise acizdir, adaleti olmayan güç ise zalim. Gücü olmayan adalete mutlaka bir karşı çıkan olur, çünkü kötü insanlar her zaman vardır. Adaleti olmayan güç ise töhmet altında kalır.
Demek ki adalet ile gücü bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek için adil olanın güçlü, güçlü olanın ise adil olması gerekir.
Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk bakışta tartışılmaz bir şekilde anlaşılır. Bu nedenle gücü adalete veremedik,  çünkü güç adalete karşı çıkıp kendisinin haklı olduğunu söylemişti. Haklı olanı güçlü kılamadığımız için güçlü olanı haklı kıldık."
Orada gördüklerimin Kötünün Zaferiydi işte.  Kaçtığım gerçeklerle tekrar yüzleşme zamanım geldi. Hemen wikipedia üzerinden araştırmalara başladım. Gerisi ansiklopedik bilgiler zaten sizler de araştırabilirsiniz.Ben bir içimi dökeyim, bir yandan yazdıkça daha çok düşüneyim.  Dünyanın acılarını düşündükçe, kendi sorun sandığım şeyleri küçülteyim istedim. Aşağıda çektiğim bir kaç poz. Öyle etkilenmişiz ki orada olduğumuzu ispatlayacak kendimizi kareye dahil eden hiçbir poz çekmemişiz. Bir tek pozda gaz odalarına korkuyla bakan arkadaşlarım var. Öylesine yok saymak istemişim ki, o günün üzerine bir daha hiç düşünmedim. Fotoğraf çekesimiz bile gelmemiş.