2010- Kurban Bayramının 9 gün tatil olmasını fırsat bilerek
başlamıştık planlara. Eskişehir otogarında tüm ailenin uğurlaması ile
başlamıştı İstanbul’a olan yolculuğumuz. Belki de tatilin en yorucu kısmı
Türkiye ayağıydı. Sabaha karşı
İstanbul’a varış ve Atatürk Havaalanındaki uzun bekleyişimiz başlamıştı. Check in açık olup olmadığını duyuru
panolarından takip ediyorduk. Sabah 4’te açılacaktı! Metal sandalyelerde
bekleyişimiz saatler sürecekti.Hâlbuki duyuru panolarını okumaktansa “benim en
sevdiğim metot olan”, sorma, danışma metodunu kullanmamız gerektiğini bir kez
daha acı bir şekilde anlayacaktık. Check in geldiğimiz saatten beri
açıkmış ve çoktan üst kata çıkıp bankaların ücretsiz dinlenme salonlarında
kahve, meyve suyu, kahvaltı ve rahat kanepelerin tadını çıkarabilirmişiz.