Thursday, September 29, 2016

Aynalandım !!

Hani lisede sınfta biraz aşırı arkadaşlar olurdu. Bazıları kavgaya karışırlardı,bazıları sigara falan içerlerdi, taşkındılar. Okul bahçesine şarap sokup içerlerdi. Ben onlardan cüzzamlı gibi kaçardım, nedense. Sarhoş birinin kontrolsüzlüğünü görmek beni dehşete düşürüyordu. (Hala şaşırıyorum ama korkmuyorum.) Şimdi onları daha iyi anlıyorum. Hepsi olmasa da bir kısmı aslında kendi duygularında boğulmuştu. Yönetemeyecekleri kadar çok duyguları vardı belki de... O zamanlar hatta yakın zamana kadar kendimin farkında değildim.Birden yüzüme bir ayna tutuldu. Şimdi anlıyorum oto kontrolümün diğer herkesten biraz fazla olduğunu.O "beni" de sevmem gerektiğini. Öylece kabul etmem gerektiğini. Böyle olmuş olmamın bir amacı olduğunu. Benim de farklı bir misyonum vardı demek ki bu hayatta. Bana bunu dedirten aynaya binlerce şükürler olsun. O Ayna içimde bastırdığım asi kızla, kontrol delisini barıştırdı. Ne büyük bir lütuf !
Çocukluğumu hatırlamak, bilinç altı temizliği yapmak... Kendimi hatırladım. Ne büyük bir lütuf ! Ne mucize ! Müzikle ilişkisi çok zayıf olan ben, çocukken elime saç fırçası alıp bağıra bağıra şarkı söylediğimi hatırladım. (Ufak bir ayrıntı vardı. Bunu hep evde kimse yokken yapardım :))

İnancımı tekrar buldum, mucizelere ve Allah'a...Bana ilham veren herşeye sonsuz minnettarım !

Hayat iki şekilde yaşanır: Ya hiç mucize yokmuş gibi ya da her şey birer mucizeymiş gibi…” 
Albert Einstein

Thursday, September 8, 2016

Yeterki Çark Dönsün MÜ ?

Dün bir iş arkadaşımızı trafik kazasında kaybettik. Dağlık, uçurumlu, virajlı, taşlı bir dağ yolunda radyo kulesine bakım yapmaya çıkarken... Neredeyse her yıl ölümlü bir iş kazası yaşıyoruz. Şirketlerin kazandıkları paranın (karın) faizi  bile bir servetken. İşçilerin asgari ücrete yada ona yakın paralarla, kelle koltukta çalışmak zorunda olmasını hazmedemiyorum. Şirketin iftar yemeği vermesi ve sadece beyaz yakayı davet etmesini hazmedemiyorum. Birisi 2 yaşında, diğeri 6 yaşında 2 küçük melek ve bir kadın artık tek başına hayat mücadelesi verecek. Bu düzene o kadar büyük bir isyan duyuyorum ki, miğdemden gerçektenden fiziksel olarak bir öğürtü geliyor. Sonra derin bir nefes al diyorum. Hiçbir mücadele savaşılarak verilmez. Çabalayarak, doğruda kalarak verilir. Çünkü savaştığına dönüşürsün. Gerçekten pozitif bir etki yaratmak istiyorsam bu dünyada önce BEN sağlıklı olmalıyım, sonra EVLADIM, EŞİM, ANNEM, BABAM onlara bir gülümseme olmalıyım. Ama önce BEN olmalıyım.
Bir dua vardı çok küçük yaştan beri bildiğim.

ALLAHIM, Çözebileceğim sorunları çözebilmem için GÜÇ ver.
Çözemeyeceklerime DAYANMAK için SABIR ver.
Ve En önemlisi bu ikisini birbirinden ayırt edebilmek için AKIL ve SEZGİ ver.