2011 / 21 Mayıs Kopenhag
Eğitim arası haftasonu
kaçamağı olarak Göteborg’a en yakın ülke olarak Danimarka’yı seçtik. 100 euro
gibi bir rakama Malmö-Kopenhag (Danimarkanın başkenti) arası tren biletlerimizi aldık. Burası Avrupaydı
trenler pahalı olabilirdi ama en azından hızlı ve modern olurdu herhalde! Zengin Danimarka halkını merak ediyordum.
Yine şaştık kaldık, trene bindik
ve ayaktaydık. Biletler numarasızmış. Bu pahalılığın sebebi İsveç ve Danimarka’yı
bağlayan tünelin masraflarını çıkarmak olmalı.
Öresund Köprüsü
İsveçin önemli şehirlerinden
Malmö ve Danimarkanın başkenti Kopenhag’ı arasında yer alan Öresun Boğaz’ı 2
şeritli demiryolu ve 4 şeritli karayoluna sahip. Köprü hem demiryolu, hem
karayolu taşımacılığı yapılabilmesi özelliği ile Avrupa’nın en büyük birleşik
köprüsü. Toplam uzunluğu 7845 metre olup en büyük direği 204 metre
uzunşuğundadır. Özel teşebüssle işletilmekte olup geçiş ücreti otomobil için 36 euro.
Öresund Köprüsü, İsveç'in Malmö
kentinden başlar. Köprü Öresund Boğazı'nın ortasında, Peberholm denen yapay bir
ada üzerinde sona erer ve burada deniz altından ilerleyen bir tünelle birleşir.
Peberholm Adası'nda Öresund
Köprüsü'nün bittiği yer ile Danimarka'nın en yakın yerleşim birimi arasını
bağlayan hatta Drodgen Tüneli denir. (Danca: Drogdentunnelen) Bu
tünel, 4.050 metre uzunluğundadır. Bunun 3.150 metresi deniz altında inşa edilmiştir.
Kopenhag Simgesi:
En çok turisti Andersen’in ünlü
masal kahramanı Deniz Kızı’nın önünde toplanıyor. Kopenhag denince akla gelen bir simge olsun
demişler ve bu estetik heykeli yapmışlar. Açıkcası bana çok da olağan üstü
gelmedi. Çok daha ilginç heykeller gördüm. Hatta resmini bile çekmemişim,
maalesef.
Ne Yapmalı?
İş seyahati arasında acelece
planlandığı için çok fazla tarih araştırması yapamadım ama özetle Kopenhag
Kuzey’in zengin Venediği, bazılarına göre Amsterdam.
Tüm şehir kanallar üzerine
kurulu. Kopenhag’ı içine sindirmenin tek
yolu botla kanal turu yapmak ve her Avrupa şehrinde olduğu gibi old town’de gezinti yapmak.
Kanalla gezerken benim en
beğendiğim bölüm Nyhavn bölgesi, pamuk şekeri gibi kanalın kenarına dizilmiş evler
ve neredeyse her evin önünde şahsi tekneler. Teknelerde güneşlenenler, piknik
yapanlar… Lüküs hayat, lüküs hayat !
Bot turu sırasında meşhur konser
salonu ve kütüphane olarak kullanılan black diamond (kara elmas) binasını,
parlemento binasını, müze ve borsa binasını da görebilirsiniz.
Kraliçenin yaşadığı Amalienborg Sarayını’da ziyaret
edebilirsiniz. Bizim vaktimiz kısıtlı olduğundan gidemedik.
Tivoli bahçeleri de ziyaret listenizde olsun, aynen Göteborg’ın
Lieseberg’i gibi bütün hayat Tivoli’de akıyormuş! Biz yine maddi kaynakları Stockholm’e
saklama düşüncesi ile giriş ücreti vermedik.
Şehiriçi ulaşım neredeyse tamamen
bisikletle. Bisiklete binmeyen yok, ve şehrin her köşesi bisiklet parkları ile
dolu. Bu anlamda Kopenhag= Amsterdam
Bisikletli taksiler bile var. Şım
şıkıdım giyinmiş bir ablamızı, bisikletin önüne takılmış el arabası benzeri bir
teneke kutuda görmeniz mümkün. Teneke kutuda, oturak bile yok ama sanmayın ki
sebil! Öyle hızlı geçti ki o anı da resimleyemedim.
Yeme/ İçme (mümkünse yemeyin de içmeyin de)
Kuzey ülkelerinde yiyip içmeyin
mümkünse. Old Town’da kenar, köşe bir Türk
kebapçısında içtiğim 0,5 lt suya 8 TL ödedim (Yıl:2011). Türk hatırıdır,
pazarlıktır falan, nerdeeee? Su verenleriniz çok olsun. İskandinav ülkelerinin en büyük eksi notu bu ! Yemeden, içmeden tatilin tadı çıkar mı ? Artık geldik bir kere battı balık yan gider deyip yedik bişiler mecbur.
Hep ondan diyorum dünyanın en güzel şehri İstanbul, İstanbul ! Hayat desen orda, tarih desen orda, kültür desen orda, zengin danimarkalılar içinse yemek içmek benim memleketimde neredeyse bedava.
Estonya- Talinn Cruise Maceresı Yakında Yayında !
Hep ondan diyorum dünyanın en güzel şehri İstanbul, İstanbul ! Hayat desen orda, tarih desen orda, kültür desen orda, zengin danimarkalılar içinse yemek içmek benim memleketimde neredeyse bedava.
Estonya- Talinn Cruise Maceresı Yakında Yayında !
No comments:
Post a Comment