1. BÖLÜM
GÖTEBORG (Gothenburg)
Şaşkınlık
içindeydim, bulunduğum şehir ve pozisyon itibariyle çıkma ihtimali çok düşük
olan bir eğitime gidiyordum. Yolculuk İsveç’e…Yol arkadaşım hep
kuzey ışıklarını merak ederdi, bakalım arora görebilecek miydik?
Seyahat
blogları itinayla okundu gezilecek, görülecek yerler listelendi. Bakalım refahın
üst seviyelerine tırmanmış, bu farklı coğrafya nasıldı? Hazırdım!
Süre: 21 gün Mevsim: (Mayıs-Haziran)
Özetle;
1) Göteburg’a giderken hangi mevsimde olursanız
olun hava durumunu incelemeden gitmeyin.
2) Türkiye’den yanınıza konserve türü yiyecekler
götürün, aç ve parasız kalabilirsiniz.
3) Doğa parklarını bisiklet kiralayarak gezin.
Turist ofislerden temin edeceğiniz kontörlü “akbillerle” yol üstünde kilitli
duran bisikletleri kiralayabilirsiniz.
4) Mümkün olduğunca yaz aylarını tercih edin.
5) Göteburg’ta 2 günden fazla kalmayın,
geçebilirseniz Danimarka’nın başkenti Kopenhag’a ve İsveç’in başkenti Stockholm’e
geçin. (Önümüzdeki yazılarda Göteburg’tan Kopenhag’a, Stockholm’den Estonya
başkenti Talin’e geçmenin kolay yollarını anlatacağım.)
6) Gezilip görülecek yerlerin detayları için
tripadvisor başlığımın altını detaylı inceleyebilirsiniz.
0.Gün Eskişehir-İstanbul
Bu
sefer İstanbul’a beni yol arkadaşım götürecekti. 2 hafta ayrı kalıp sonra
Stockholm’da buluşacaktık. Zeytinburnu’nda havaalanına yakın hesaplı bir
misafirhane ayarladık. Nasılsa şirketten deyip Taksimde takılalım demedik. Ertesi sabah Göteborg’a
uçacaktım.
(1-15 Gün) Göteborg (İSVEÇ)
Turla
hareket etmeyi sevmediğim gibi şirket ekibinin temposu da bana pek uymadı.
Araştırdığım yerlere gelmeye hevesli az insan vardı. Havanın kasveti, soğuğu ve
yağışlar onların kâşif ruhunu öldürmüş olmalıydı.
Resimde
mevsimlerden yaz! Hava 7-8 derece. Yer: Avenyn Bulvarı.
İnsan
Baltık denizine kocaman kıyısı olan bir şehre gidince bol bol balık lokantası
bulmayı bekliyor ama ne mümkün. Balığı geçtim, yemek kültürü hiç mi olmaz? (Her
yeri saran pizzacılar ve fast food dışında yemek yok…) Bütün çabalarımdan sonra
geleneksel bir İsveç lokantası aramayı bıraktım. Pes ettim.
Ekiple
birlikte yaptığımız yeme içme etkinliklerinin başında ve en önemlisi Pers (İran
) lokantasına gitmektir. Eğer gerçek somon lezzetini merak ediyorsanız mutlaka
bir İran lokantası bulun. Somon lezzeti sade pişirme teknikleri ve üzerine
atılan baharatın kıvamı ile çok doğru orantılı. Diğer yemekler de geleneksel Türk
damak tadına gayet uygun.
İsveç’in
en sevdiğim tarafı yemyeşil doğası oldu. Bütün yağmura ve soğuğa rağmen benim
gibi bozkır insanı için yeşil görmek her zaman güzeldi.
Tripadvisorda listelenmiş top 10
gidilecek yer listesine mutlaka bakın!
Devamını Oku
Devamını Oku
1. Adalar
turu pahalı olduğu için Stockholm’e erteledik.
2.
Slottsskogen: Slottsskogen çok
büyük bir milli park ve doğal hayvanat bahçesi ve hatta botanik park. Benim Göteborg’taki
gözde mekânım. Tek başına başladım 3-4 km lik yolu yürümeye, yürümenin çok
derin anlamları var benim için. Kendinle baş başa kalabilmek, çevreni daha
rahat sindirmek için harika bir fırsat. Yalnız siz siz olun Slottsskogen’e
yürüyerek gitmeyin içi öyle büyük ki enerjinizi parkta yürümeye harcayın ve
asla fotoğraf makinenizi unutmayın.
En
şaşırdığım; Yokuşları rota tutmuş
kaykaycıların arasında 70'li yaşlarında, kaskını dizliğini takmış dedemi görmek
oldu.
3.
Haga’da gezinti: Haga
denilen yer tarihi bir gezinti yolu. Zaten her şeyin çok pahalı olduğu bu ülkede
ücretsiz yapabileceğiniz en güzel etkinlik bu sokakta yürüyüş yapmak olabilir. Ufak
ufak butik ve otantik mağazalar var. Tüm mağazalarda ikea tarzı dekorasyon
baskın. Tarihi binalara gelince Prag’tan sonra hayal kırıklığı. Ayrıca belli
bir saatten sonra, hava kararmamış bile olsa sokaklarda bizim tabirle in cin
top oynuyor. Mağazalar sanırım saat 15.00 gibi kapanıyor. Ancak Göteburg’a ait
görüp görebileceğiniz en tarihi sokak.
4.
Universeum:
Giriş ücreti hayli yüksek kapalı bir hayvanat bahçesi ve bilim parkı
diyebilirim universeum için ama hiç deniz akvaryumu görmediğim için gözümü
karartıp girdim. Eğer İstanbul'da benzer yerlere gittiyseniz giriş ücreti
vermeye hiç gerek yok. Eğer 15 yaş altında bir çocuğunuz varsa çok mutlu
olacaktır.
5.
Liseberg:
Hava güzelse kaçırılmayacak bir fırsat liseberg’e gitmek. Güya baltığın en
büyük lunaparkıymış. Tüm Avrupa'yı gezmediğim için kıyaslama yapamayacağım ama
Göteborg’da ruh yok diyenler Liseberg’e gitsin.
Bütün
cemaat orda toplanıyor,eğleniyor, yürüyüş yapıyor ve yiyip içiyor.
Ben de o Avrupa'nın en büyük roller coasterına bindim. Nasıl karar verdim hala
kendime inanmıyorum. Bindiğim andan itibaren gözlerim kapalıydı.
Lieseberg aynı zamanda harika yürüyüş yolları olan bir botanik park.
6.
Avenyn:
Avenyn Göteborg’un en büyük bulvarı. Adına canlılık derseniz bütün hayat burada
akıyor. Meşhur Hard Rock kafe de, gece kulüpleri de bu bulvarda.
Saat 23.00 Hava alacakaranlık
Otel
Durumları: İsveç genel olarak çok pahalı. Otel
odalarına, dünyanın parasını verdikten sonra sanmayın ki saray gibi odada
kalacağım. Odalar gayet basit, sade ve sıradan. Çarşaflar siz istemeden
değişmez kolay kolay. Özellikle wc ve banyo minimum boyutta tutuluyor.
Açıkçası Göteborg ne bir Pragtı, ne Vilnius,
ne de Frankfurt. Belki Almanya kadar serin insanlar yoktu ama Almanya’dan daha
refah bir ülke vardı. 22 saat karanlık yaşanan kış günlerini burada hayal bile
edemiyorum. Bizim kışlık montlarımızla gezdiğimiz dönemler güneş gören İsveçlilerin
şort giymelerini anlayabiliyorum.
Zengin Kopenhag, kuzeyin venediği çok yakında yayında !
No comments:
Post a Comment