Sunday, May 15, 2011

BALTIK (İsveç-Estonya-Danimarka) TURUMUZ

 
1. BÖLÜM
GÖTEBORG (Gothenburg)
Şaşkınlık içindeydim, bulunduğum şehir ve pozisyon itibariyle çıkma ihtimali çok düşük olan bir eğitime gidiyordum. Yolculuk İsveç’e…Yol arkadaşım hep kuzey ışıklarını merak ederdi, bakalım arora görebilecek miydik?
Seyahat blogları itinayla okundu gezilecek, görülecek yerler listelendi. Bakalım refahın üst seviyelerine tırmanmış, bu farklı coğrafya nasıldı? Hazırdım!
Süre: 21 gün Mevsim: (Mayıs-Haziran)

Pratik bilgi arayanlar için yazımın sonuna yazdığım özet kısmını başa alıyorum.




Özetle;
1)     Göteburg’a giderken hangi mevsimde olursanız olun hava durumunu incelemeden gitmeyin.
2)      Türkiye’den yanınıza konserve türü yiyecekler götürün, aç ve parasız kalabilirsiniz.
3)      Doğa parklarını bisiklet kiralayarak gezin. Turist ofislerden temin edeceğiniz kontörlü “akbillerle” yol üstünde kilitli duran bisikletleri kiralayabilirsiniz.
4)      Mümkün olduğunca yaz aylarını tercih edin.
5)      Göteburg’ta 2 günden fazla kalmayın, geçebilirseniz Danimarka’nın başkenti Kopenhag’a ve İsveç’in başkenti Stockholm’e geçin. (Önümüzdeki yazılarda Göteburg’tan Kopenhag’a, Stockholm’den Estonya başkenti Talin’e geçmenin kolay yollarını anlatacağım.)
6)     Gezilip görülecek yerlerin detayları için tripadvisor başlığımın altını detaylı inceleyebilirsiniz.

0.Gün Eskişehir-İstanbul
Bu sefer İstanbul’a beni yol arkadaşım götürecekti. 2 hafta ayrı kalıp sonra Stockholm’da buluşacaktık. Zeytinburnu’nda havaalanına yakın hesaplı bir misafirhane ayarladık. Nasılsa şirketten deyip Taksimde takılalım demedik.  Ertesi sabah Göteborg’a uçacaktım.
(1-15 Gün) Göteborg (İSVEÇ)
Turla hareket etmeyi sevmediğim gibi şirket ekibinin temposu da bana pek uymadı. Araştırdığım yerlere gelmeye hevesli az insan vardı. Havanın kasveti, soğuğu ve yağışlar onların kâşif ruhunu öldürmüş olmalıydı.
Resimde mevsimlerden yaz! Hava 7-8 derece. Yer: Avenyn Bulvarı.
İnsan Baltık denizine kocaman kıyısı olan bir şehre gidince bol bol balık lokantası bulmayı bekliyor ama ne mümkün. Balığı geçtim, yemek kültürü hiç mi olmaz? (Her yeri saran pizzacılar ve fast food dışında yemek yok…) Bütün çabalarımdan sonra geleneksel bir İsveç lokantası aramayı bıraktım. Pes ettim.
Ekiple birlikte yaptığımız yeme içme etkinliklerinin başında ve en önemlisi Pers (İran ) lokantasına gitmektir. Eğer gerçek somon lezzetini merak ediyorsanız mutlaka bir İran lokantası bulun. Somon lezzeti sade pişirme teknikleri ve üzerine atılan baharatın kıvamı ile çok doğru orantılı. Diğer yemekler de geleneksel Türk damak tadına gayet uygun.
İsveç’in en sevdiğim tarafı yemyeşil doğası oldu. Bütün yağmura ve soğuğa rağmen benim gibi bozkır insanı için yeşil görmek her zaman güzeldi.


Tripadvisorda listelenmiş top 10 gidilecek yer listesine mutlaka bakın!

Devamını Oku
1.      Adalar turu pahalı olduğu için Stockholm’e erteledik.
2.      Slottsskogen: Slottsskogen çok büyük bir milli park ve doğal hayvanat bahçesi ve hatta botanik park. Benim Göteborg’taki gözde mekânım. Tek başına başladım 3-4 km lik yolu yürümeye, yürümenin çok derin anlamları var benim için. Kendinle baş başa kalabilmek, çevreni daha rahat sindirmek için harika bir fırsat. Yalnız siz siz olun Slottsskogen’e yürüyerek gitmeyin içi öyle büyük ki enerjinizi parkta yürümeye harcayın ve asla fotoğraf makinenizi unutmayın.
En şaşırdığım; Yokuşları rota tutmuş kaykaycıların arasında 70'li yaşlarında, kaskını dizliğini takmış dedemi görmek oldu.
3.      Haga’da gezinti:  Haga denilen yer tarihi bir gezinti yolu.  Zaten her şeyin çok pahalı olduğu bu ülkede ücretsiz yapabileceğiniz en güzel etkinlik bu sokakta yürüyüş yapmak olabilir. Ufak ufak butik ve otantik mağazalar var. Tüm mağazalarda ikea tarzı dekorasyon baskın. Tarihi binalara gelince Prag’tan sonra hayal kırıklığı. Ayrıca belli bir saatten sonra, hava kararmamış bile olsa sokaklarda bizim tabirle in cin top oynuyor. Mağazalar sanırım saat 15.00 gibi kapanıyor. Ancak Göteburg’a ait görüp görebileceğiniz en tarihi sokak.
4.      Universeum: Giriş ücreti hayli yüksek kapalı bir hayvanat bahçesi ve bilim parkı diyebilirim universeum için ama hiç deniz akvaryumu görmediğim için gözümü karartıp girdim. Eğer İstanbul'da benzer yerlere gittiyseniz giriş ücreti vermeye hiç gerek yok. Eğer 15 yaş altında bir çocuğunuz varsa çok mutlu olacaktır.
5.      Liseberg: Hava güzelse kaçırılmayacak bir fırsat liseberg’e gitmek. Güya baltığın en büyük lunaparkıymış. Tüm Avrupa'yı gezmediğim için kıyaslama yapamayacağım ama Göteborg’da ruh yok diyenler Liseberg’e gitsin.
 Bütün cemaat orda toplanıyor,eğleniyor, yürüyüş yapıyor ve yiyip içiyor. Ben de o Avrupa'nın en büyük roller coasterına bindim. Nasıl karar verdim hala kendime inanmıyorum. Bindiğim andan itibaren gözlerim kapalıydı.
 Lieseberg aynı zamanda harika yürüyüş yolları olan bir botanik park.
6.    Avenyn: Avenyn Göteborg’un en büyük bulvarı. Adına canlılık derseniz bütün hayat burada akıyor. Meşhur Hard Rock kafe de, gece kulüpleri de bu bulvarda.
Saat 23.00 Hava alacakaranlık

Otel Durumları: İsveç genel olarak çok pahalı. Otel odalarına, dünyanın parasını verdikten sonra sanmayın ki saray gibi odada kalacağım. Odalar gayet basit, sade ve sıradan. Çarşaflar siz istemeden değişmez kolay kolay. Özellikle wc ve banyo minimum boyutta tutuluyor.
Açıkçası Göteborg ne bir Pragtı, ne Vilnius, ne de Frankfurt. Belki Almanya kadar serin insanlar yoktu ama Almanya’dan daha refah bir ülke vardı. 22 saat karanlık yaşanan kış günlerini burada hayal bile edemiyorum. Bizim kışlık montlarımızla gezdiğimiz dönemler güneş gören İsveçlilerin şort giymelerini anlayabiliyorum.

Zengin Kopenhag, kuzeyin venediği çok yakında yayında !


No comments:

Post a Comment