Wednesday, July 31, 2013

14 AYLIK İPEK ECE

Bebişim artık yürüyorsun. Baya baya yürüyorsun. Hemde bir yürüdünmü sağa sola tutunayım destek alayım falan demeden... Sadece koşmaya kalktığında dengen bozulup düşüyorsun. Çok düşüyorsun ama üzülüyorum.

Dün seni Gülşen Teyzene bıraktık. Babanla Tavacı Remziye Sunexpress'in iftar davetine gittik. Etleri Diyarbakırdan geliyormuş. Kuzu değil lokum. Tabi seni unutmadık. Hemen pidenin arasına 3-5 parça koyup sana da getirdik.

Gülşen teyzende mutlu olmuşsun. Onun 7 yaşındaki yeğeni ile arkadaş olmuşsun. Teyzene şakadan vurduklarında vuranlara kızıyormuşsun. Veya yeğeni onun kucağına oturduğunda kolundan tutup çekip başka yere götürüyormuşsun.

Kıskanmalara başladın sanırım. Bu sabah geç kalktın. Senin uyanmanı bekledim. Geç kaldım ama seni görmeden evden çıkmam mümkün değil.

Emekleyerek erzak dolabının önüne gittin, kapağı açıp cicibebe kutusunu işaret edip "muck muck" dedin. Bu ara sevdiğin herşeyi öpüyorsun. Bizi, kitapları, ayıcıkları herşeyi... Biz de seni bol bol öpüyoruz.

Merdiven çıkmaya, Dijital buttonlara  basmaya ve dokunmatik cep telefonu kurcalamaya doyamıyorsun.

1 hafta sonura baban dünyanın öbür ucuna gidecek. Amerikaya... Onu özleyeceğiz aşkım. Ama en azından Ramazan Bayramında Eskişehirde sevdiklerimizin yanında olacağız. Memleketimi çok özledim. Kuru ayazını, soğuk gecelerini falan. Ama annemlerin evindeki egsoz dumanı ve araba gürültüsü olmasa daha iyi !

No comments:

Post a Comment