Wednesday, July 17, 2013

İpek Ece 13. ay içinde (SİDE TATİLİ)

Haziran sonunda babamızla ve İpek Hanımla 5 gecelik güzel bir dinlenme tatili ayarladık. Bizim için dinlenmeydi. Yemek  hazırlamak, mama hazırlamak, yenmeyen mamaları dökmek, balkona tükürülen kirazları temizlemek falan olmayan bir dinlence hayal ettik. Kafaya geçirilen yoğurt kaselerinin daha rahat temizlendiği bir ortam. Hatta yemek haneyi kirlettik diye kaygılanmadığımız... Onu yemezse, bunu yer, e onu da mı yemedi, o zaman mama kabına şunları zulalayalım da plajda yer belki rahatlığını yaşadığımız bir yer oldu...

Bizim için dinlence oldu gerçekten. Hatta babayla sıra ile güneşlenip, sırayla denize girilen, akşamları "balkondan canlı müzik bile" dinlenebilen bir hava değişikliği diyelim... Ama anladığımız anlamda "tatil" bu değildi. Yada yanlış olan bizim "tatil" anlayışımız sanırım :))

Yavrucum baban ve ben sırtımıza sırt çantalarımızı alıp kendimizi o koydan, o koya vuran nerde Prag, orda Trak diyen hippi ruhlu tiplerdik. Senin annen biraz paspal ayağında bir terlik, üstünde bir tişört ve şort olsun dünyayı gezsin fotoğraf çeksin bir genç kızdı. Babansa halen macera peşinde... Şu kadar metrelik dalış mı yapsam, yoksa yamaç paraşütüm olsa da şurdan kendimi atsam falan fikirlerinde...

Canım benim biz daha çocukluğumuzu yaşayamamıştık ki hayatımıza sen girdin. Seni çok seviyoruz. Gelmene çoook mutlu olduk. Sanırım burada yapılacak şey, seni bizim hayat tarzımıza uyum sağlatmak. Bir taraftan da kendi hayallerimizi gerçekletirebilmek. Eğer biz mutlu olursak sen de mutlu olursun. O yüzden babanla birbirimize iyi bakmak, iyi davranmak zorundayız.  

Tatilimiz bu anlamda biraz faydalı oldu. Bizim için dinlence olan, senin için tam bir TATİL oldu. Uykuyu teke düşürdün. Herşeyden çok keyif aldın. Yemek salonunda turist teyzelere cilveli gülüşler attın, kendini çok sevdirdin. Denize bayıldın. Bıraksak yüzeceksin hissine kapıldım. Kolluklarınla denize girdin. Babacınla kumdan kaleler yaptın. Sen benim gibi değilsin tatlım, sanırım KOKOŞ olacaksın. Kumlardan pek hoşlanmadın. Üstünün kirlenmesinden rahatsız oldun. Ama yine de babacın sana çok güzel kaleler yaptı. Bu da değişik bir deneyimdi senin için. Çimlerde yalın ayak yürüdün.Tabi "bizim yardımımızla". Henüz yürüyemiyorsun. Ama elinden tuttuğumuzda koşuyorsun. Tek elinden tutarak yürümeyi öğretmeye çalıştım. Tay tay durmuyorsun pek. Aşırı tedbirlisin. Sanırım bunda seni 3 kere düşürmemizin payı var. Korkuyorsun. 1 kere beşikten, 1 kere bizim yataktan, 1 kere de kanepeden düştün. Her seferinde içim yandı annecim. her seferinde babanla kavga ettik. "düzgün bakamadın şu çocuğa diye" Üzgünüz. Özür dileriz.

Şunu hiç unutma biz hep hatalar yapacağız. Çünkü ne kadar anne, baba da olsak insanız. Ama bu seni çoook sevdiğimiz gerçeğini hiç değiştirmeyecek. Ben de annemin babamın aslında insan olduklarını çok geç anladım. Sen de geç anlayacaksın belki. Bize kızacaksın hatalarımız olduğunda ama kızma annecim. Sadece bizim de hata yapabileceğimizi unutma tamam mı ?
Bu arada tatilin son günleri ızgaralara sardın. Köfte, tavuk gayet güzel yedin. sen yediğinde ben doyuyorum. Karpuzla geçirdiğim öğünler oldu. Onca yemek içinde gözüm hiçbirşey görmediği zamanlar oldu. Sadece seni düşündük baban ve ben. Geceleri de deliksiz uyudun.Yorgunluktan sanırım.

 Bu arada sevgilin bile oldu. Hollandalı, 4 yaşında, adı Rimsi gibi bişey. Hoş çocuktu, ben de beğendim. Seni gördüğünde o da mutlu olup sarılıyordu :) Şimdi bu işin şakası ama uzun zaman sana sevgili kavramından bahsetmemekte fayda var. Bana böyle yapmışlardı. Hepsi senin arkadaşın kızım. Kız/ Erkek ayrımı senin için liseye kadar olmamalı. Herkes arkadaş, herkes sevgili olmalı. Vakti gelince o duyguları da hakkını vererek yaşarsın umarım. Çok sev ve çok SEVİL bebeğim.

Dilin çözüdü. Daha çok gevezlik yapmaya başladın. Kendince bişiler diyorsun ben onları, gel, git, ver, al gibi anlamlar yüklüyorum. Benim için herşeyden önemlisi çoook mutluydun tatilde. Yürümenden, konuşmadan daha daha önemlisi çok mutlu olman. Çocukluğunu çocuk gibi yaşaman benim için o kadar önemli ki. Çünkü sanırım ben yaşayamadım. Çocuktum ama büyük gibi hissediyordum kendimi hep. Böyle olmanı istemiyorum. Sanırım başarıyoruz da.

Beni bütün gün görmüyorsun Gülşen Teyzeni anne sandığını düşünüyordum ama tatilde çok mutlu olduğunu görünce senin de bizi çok sevdiğini anladım. Son 6 aydır, ilk defa göğsümde uyuyakaldın. Dünyalara bedeldi..

Son zamanlarda kendi kendine yemek yemeye çok heveslisin. Ben de eline kaşık verip "bana yedir kızım" diyorum. Sen bana yedirirken ben ağzımı açınca, sen de açıyorsun. Zaten eğitim anlatarak, konşularak değil, örnek olarak olurmuş değil mi ?

Vesselam sen tatilini yaptın. Ama baban ve benim hala bir tatile ihtiyacımız var.

Tatil dönüşü babannecin bizdeydi. Bir sonraki yazımızda ondan bahsedeceğiz. Tatil dönüşü hasta oldun, 6. hastalıkla birlikte orta kulak iltihabı + azı dişi çıkarma. (Bu arada tatilde 500 gr vermişsin, benim için çok üzücü oldu, tam bir HÜSRAN.:))

Seni çok Seviyoruz.

Annen Nil

No comments:

Post a Comment