Friday, April 25, 2014

ESKİSEHİR TATİLİ (NİSAN 2014)

İpek Ece artık daha rahat koşuyor, zıplıyor bazen adeta akrobasi yapıyor. 2 kelimelik cümleler kurmaya başladı. Kalabalığı çok seviyor. Koşarak yürüyor. Ben gibi aceleci ve telaşlı. Herkes ilk bakışta Mehmet'e benzetse de,  arasıra bana benzetenler de oluyor. Ben de mimiklerini, gülüşünü, koşuşturmasını kendime benzetiyorum. Bazı bakışlarını da... Hatta o kadar ki kendimi görür gibi oluyorum.
Evlatlar acaba bizim yapmak isteyip de yapamadığımız şeylerin bir yansıması mı ? Hani popüler söylemle evrene isteklerimin enerjisini gönderdim ve bana bu şekilde mi döndü ?
Ben kesinlikle istediğim bişey için tutturan biri değildim. Ama özümde hırslıyım. Bunu çok iyi biliyorum. Başarmak ve çalışmak için kodlanmışım. Fakat şuanda amacına uygun davranmayan serseri mayın gibiyim. Kendime illa ki bir amaç bulmam lazım. Bu sebeple hiçbir para, zenginlik beni çalışmaktan alı koyamaz. Sadece kendimi bağlayan konularda hırslıyım özetle. Ama benim hırsım başkalarını etkilediği anda pes ediyorum. Teslim oluyorum. Ama maalesef o başkaları ile birlikte yaşıyoruz. İpek tutturan bir çocuk. İnatla isteyen bir çocuk.  Bu durumda sınırı nerde ve nasıl koyduğumuz çok önemli. İsteklerini kamçılamadan sınır çizebilmek kolay olmayacak.  Ama her konuyu pedogojik yaklaşmak zorunda hissetmek istemiyorum. Mükemmel anne baba diye bişey yok çünkü. Yeterince iyi anne baba var. Bazı şeyler içgüdüsel olmalı. Akışında.... Herşeyin de bir kuralı, kitabı olmak zorunda mı ?

Evimizin neşesi. Eskişehirde herkes bizi dört gözle bekledi ve ağarladı. iyi ki varlar. Allah seni uzuuun uzun yıllar anneanneli, dedeli, babanneli büyütsün.
Seni hamama götürdük. Yıkanmayı hiç sevmeyen sen, hamada havuza girdin. Kurnanın içine girdin.  Hatta çıkmak istemedin. Sıcak termal sulardan içtin. Şifa olsun benim güzelime...
Çocukluğumuzun geçtiği lojman bahçesinde, benim diktiğim ağaçların altında koşturdun. Ağaçlar da ben gibi kocaman olmuşlar.
Babanla bisiklete binip, piknikler yaptığımız Osmangazi Parkı da kocaman bir koru olmuş. Fidanlar ağaç olmuş. O parkta da karga ve güvercinler kovaladı. Yerden bulduğun taş, çöp gibi şeyleri mama diye kuşlara yedirmeye çalışıyorsun.
Sadece kuşları değil bütün hayvanları seviyorsun. Ben kendim pek yaklaşmadığım halde, senin kedi ve köpeklere yaklaşıp öpmene izin veriyoruz. Ağızlarına mamalar sokmaya çalışıyorsun. Bi tarafım korkuyor, sana zarar verecekler diye. Ama korkumu sana hissettirmemeye çalışıyorum. Cesaretini kırmak istemiyorum.

No comments:

Post a Comment