Thursday, September 4, 2014

Oyuncak Seçmek

Nasıl bir tüketim çılgınlığı içinde olduğumuz aklımdan hiç çıkmıyor. Zaman zaman ben de bu çılgın akıntıya kapılıyorum. Bu çılgınlık bebek ve çocuk bakımı konusunda devleşmiş durumda. Doğumdan itibaren steril makinaları, süt sağma makinaları, telsizler ıvırlar zıvırlar. Bin çeşit kıyafetler, battaniyeler, oyuncaklar. Tek bir çocukla bile ev öyle bir hale geliyor ki koca bir oda dolap yaptırmak gerekiyor. Sonra küçük evlerde yaşayamaz hale geliyoruz. Kısacası hayatı kendi ellerimizle zulme çeviriyoruz. Sonra da gereken parayı kazanmak için çok çalışmak zorunda kalıyoruz.
Konu çocuk ve bebek olunca bütün akan sular duruyor.Özel aşılar, özel mamalar, özel vitaminler derken bebeğiniz büyüyor, biti kanlanıyor. Yerinde duramayan bir afacana dönüşüyor. Ve bir oyuncak çılgınlığı başlıyor. Piyasada haddinden fazla gerekli gereksiz çeşit var. Aklımdan hiç çıkmayan bir söz var. En güzel, en geliştirici oyuncak anne babanın yüzüdür. Yani herşeyden önce birebir zaman geçirin, birlikte oyunlar oynayın... Dönüp dolaşıp anneannem metodlarına geri dönüyoruz. Ben de tekerlemeler, maniler, ninniler ezberledim. Uzun süre İpek Ece'ye çok fazla oyuncak almamaya çalıştık. Dans ettik, hopladık, zıpladık ama oyuncağa boğmadık. Oyuncağa boğmamış halimizle bile sadece hediye gelenlerle kocaman bir oyun odamız oldu. Ben de oynamadıklarını, sıkıldıklarını veya yaşının üstünde kalanlar topladım kaldırdım. O karmaşada boğulmasın diye... Bu karmaşa aynı internetteki gibi. Heryer bilgi ama gerçekten ulaşmak istediğim nerde ?
Günün sonunda en çok oynadığımız oyuncakları listelemek istiyorum.
1) Kutuya şekilleri attığımız bir çeşit lego
1. yaş günü hediyesi olarak Leyla Teyzemizden gelmişti. Uzun süre bizim yardımımızla oynadı. Şekilleri eşleştirdi, renkleri öğrendi. Sonra tek başına bulmacayı çözmeye başladı.




2)Büyükten küçüğe halka dizmece; Yaş büyüdükçe halka sayısı fazla olanlardan alabilirsiniz. Özellikle yaş küçük olduğunda sesli ışıklı başlığı çok hoşuna gidiyor. Bu da Ayşegül Teyzemizden.

3) Balık tutmaca: Karton üzerindeki mıknatıslı balıkları yine mıknatıslı olta ile tutuyoruz. Balıklar karton üzerinde puzzle gibi tekrar yerleştiriliyor.
4) Vazgeçilmezimiz mıknatıslı yazı tahtası: Kalın uçlu kuru boyalar da aldık ama yazı tahtası favorimiz.
5) Çekiç oyunu; 2 . yaş günü hediyesi olarak almıştık. İlk aldığımızda ne çekici tutabiliyordu ne de vurabiliyordu. 2 hafta sonra Eskişehir'den annemlerden döndüğünde çekiç ustası olmuştu kızım. Ki orda hiç oynamadı. Eller gelişiyor. Şekilleri, üçgen, kare, yıldız vb öğreniyor. Renkleri pekiştiriyor.
Fiyatı da çok yüksek değildi. Yani o çok pahalı hepsi bir arada aktivite masalarından aldığınızda çocukların kafası karışıyor. Neye saldıracağını şaşırıyor ve bir süre sonra sıkılıyor. Moda tabirle AZ ÇOKTUR. (Bu sözü tüm benliğimle özümsemiş durumdayım sanırım. Az makyaj yap, sade giyin, az olsun öz olsun vs vs. Yemeği bile az tuzlu, baharatsız sever oldum.)
6) Ahşap çiftlik; ahşap hayvanlardan hikayeler uyduruyorum. Çok eğleniyor.  (Köpek koyunu kovalamış, horoz tavukları toplayıp kümese sokmuş, akşam olmuş vs vs...)
7) Tatildeyken bile sayıkladığı OYUN HAMURLARI son aşkımız. Amuuu, amuuu annneee amuuu oynacam. Sabah gözünü açar açmaz " amuur saatiii" diyor.
İyi ki varsın güzel kızım. Hayat enerjim.
Pedalsız bisiklete yeni binmeye başladı. Pedallıyı ise çeviremiyor. Pedal çevirme yaşı 3 yaşmış.
Aşağıda da henüz oynayamadığımız ama bence el becerisi için çok faydalı bir nevi dikiş seti var. 3 yaşı bekleyeceğiz sanırım.

No comments:

Post a Comment